Eftelya's World

Montag, 18. Januar 2010

Hic, öylesine.

Yasasin feminizm slogalari yine. Aciyla kivraniyorum. Hava kötü. Sabahtan beri de uykusuzum. Karardi hava yine. Gün ne cabuk bitti. Sinir oluyorum. Birtürlü ders calismaya vakit bulamiyoum.
Ingiliz metafizik sairlerinden pesinden kosmaliyim. sonra epik siirler, sonra ingiliz romaninin dogusu ve yükselisi, WWII sonrasi siirler. Biktim artik. Yetistiremeyecegim galiba yine. Arapcayi sildim kafamdan zaten. Sinavina girmeyecegim.


Nedir bu sürekli stres sürekli stres, her dönem ayni seyler...Ögrenci hayatimda cok sey ögrendim saniyorum ama hayattaki en önemli seyleri ögretmemisler. Disiplin!


Ders calismak yerine blog yazip okumak daha hosuma gidiyor. Canim dostum Katya'nin blogunu okudum. Nedir bu insanlardaki bunalim, anlayamiyorum. Aidasalem de öyle, depresyona girip cikiyor. Ama hepsinin ortak bir yönünü farkettim, her nekadar depresyon onlarin hayatini zindana cevirse de, hayat devam ediyor. Ikisi de egitimlerine devam ediyorlar, geziyorlar, egleniyorlar, oyalaniyorlar... 
Kafamizi abuk subuk seylere takacagimiza, ulastigimiz güzel , tatmin edici basarilarimiza bakmaliyiz. Ve hep pozitif düsünmeli, ve hayatimizda negatif enerji katan tüm objeleri ve iliskileri hayatimizdan cikarmaliyiz.
Kötü seyler hakkinda degil, hep güzel seyler hakkinda konsursak, kötü seyler kaybolur gider.
Bundan böyle depresyon ve bunalim kelimesini lugatimdan siliyorum. Pozitif yananlam tasiyan sözcükleri kullanmaliyiz! 
Like I said, 
there are no problems in my life. There are challenges. 








Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen